Ana içeriğe atla

Karagöz | Meddah | Ortaoyunu ... Nedir Bunlar

 1. KARAGÖZ NEDİR


Karagöz Nedir


Türklere has gölge oyunu. Deriden, mukavvadan biçilip, boyanmış şekilleri, arkadan ışık vererek, beyaz bir perde üzerine yansıtılarak oynatılan Türk gölge oyunu. İki değişmez oyuncusundan çok hareketli, canlı ve çekici olanı Karagöz’den dolayı bu isimle bilinmektedir.

Resimlerin renkleri şeffaf olduğundan, ışık arkadan vurdukça seyirciler yalnız bu sûretleri görür. Karagözcü sopaların yardımı ile şekilleri hareket ettirir, hem de sesini ve şivesini değiştirerek oyun kahramanlarını kendine has tarzda konuşturur. Oyunun konusu bir metne dayanmadan, temsil sırasında tabiî olarak geliştirilir. Seyircinin ilgisine göre kısaltılıp, uzatılır. Bütün oyun tek sanatçının hüneridir.


Hayâl veya gölge oyununun kaynağı, bugünkü bilgimize göre eski şark (doğu) medeniyetidir. Bütün şarkta hayal-i zıl, tayf-ül hayal, hizib-i sitâre, hayal-bâzî gibi isimlerle bilinmektedir. Türk gölge oyununun nasıl yayıldığına dâir değişik rivâyetler vardır. Türkiye’deki gelişmesi 12. yüzyılda oldu. Türklerin en eski temsil tarzı olan Karagöz oyunu, hayatın sahnelerini ve zaman olaylarını tasvir ve tenkid eder. Çifte anlamalar, abartma, güzelleme, ağız taklitleri, sosyal ve siyasî taşlama, tekrar tersinleme gibi yollara başvurarak güldürü mâhiyetinde anlatılmak istenen konu verilirdi.

Selahaddîn Eyyubî ile Kâdı Fâzıl’ın bulunduğu bir mecliste, sultanın emri ile hayâl-ı zıl ile uğraşan sanatkârdan sanatını göstermesi istenir. Gösterinin sonunda Sultan Kâdı Fazıl’a oyun hakkında fikrini sorduğunda şu cevabı alır:


 “Büyük ibretlerle dolu olduğunu ve hayâllerin hakîkatı tamâmiyle temsil ettiğini ve aradan perde kalkınca bir sanatkârdan başka kimse olmadığını gördük.”


Şeyh Muhyiddin-i Arabî Füthuhât-ı Mekkiye adlı kitabında tasavvufi bir açıklama yapmak için hayal oyunundan bahseder. Ebüssu’ûd Efendi fetvâsında, ibret için nazar edip ehl-i hal fikri ile tefekkür etmesine fetvâ vermektedir.

Türk gölge oyununun iki kahramanı olan Karagöz (Demirci ustası) ile (Baş Mimar Hacı İvaz Ağa) rivâyete göre Bursa’da yaşamıştır. Orhan Gâzinin emriyle Şeyh Küşterî, Hacivat ve Karagöz’ü eski bir Türk oyunu olan gölge tiyatrosu ile devâm ettirmiştir. Türkler kendilerine has olan bu oyunu, çok eski çağlardan beri çeşitli adlar altında biliyorlar ve oynatıyorlardı. Hatta Batı’da “Çin Gölgeleri” diye tanınmış gölge oyununun bile Karagöz’den gelme olduğunu araştırmalar göstermektedir.

Karagöz oyunu 15. yüzyılda Osmanlı Türkleri arasında çok sevilip, uzun zaman yaygın halde yaşadı. O zaman karagözcülerin gâyesi, seyredenleri güldürmek değil, güldürürken düşündürmek ve ders vermekti.

Zamanın örf ve âdetlerine ters düşen durumları da karagözcüler perdede yansıtmaya çalışıyorlardı. On altı ve on yedinci yüzyıllarda, Karagöz oyunu sünnet düğünleri başta olmak üzere, birçok yerde oynatılıyor ve 19. yüzyılda da Ramazan gecelerine katılıyordu. Oyunlarda hakikatın gölge ile perdeye yansıtılması ve insanın ibret alması meseleleri işlenmiştir. Hakikat gizlidir ve temsilî olarak verilmiştir. Âhiret ve dünyâ hayâtı
Hacivat (Hacı İvaz) ve Karagöz de birbirinin zıddı tiplerdir. Hacivat hakikate yakın düşünürken, Karagöz ona tezat teşkil etmekte ve doğruyu görememektedir.

Karagöz oyunu, gerçekte tek sanatçının hüneridir. Seyircilerin önüne konulan gergin beyaz bir perde arkasında yağ kandili veya mum ışığıyla deve derisinden kesilmiş, şeffaflaştırılmış ve renkli boyanmış tasvirler, bunlara dikey açı yapan sopalar yardımıyla hareket ettirilir. Karagözcü bir taraftan sopalarla bu görüntüyü hareket ettirirken bir taraftan da sesini ve şivesini değiştirerek her bir oyun kişisini kendine has şekilde konuşturur. Karagöz kadrosu şu kimselerden meydana gelmektedir: Usta (Oyunu oynatan ve seslendiren), çırak, sandukkâr, iki yardak, bir hamal. Ustanın gâyet zekî ve hazır-cevap bir kişi olması lâzımdır. Çünkü oyunu yalnız bir kişi (Usta) oynatır. Çırak, sıra ile oyun içerisindeki şekilleri yerleştirir. İşi bitenleri kaldırır. Sandukkâr ise işi biten malzemeleri sandığa yerleştirir, ayrıca ustaya yardım eder. Birinci yardak, oyuna gerekli mânileri ve tekerlemeleri okur. İkinci yardak da tef çalıp, oyun için gerekli gürültüleri sağlar. Hamal ise sandığı ve daha başka malzemeleri taşır.

Karagöz temsili için önce perde gerilir, perdeye “meydan” veya “ayna” denir. Arkasına ensiz bir tahta yerleştirilir. Bunun üzerine içinde mum parçaları yanan “şem’a” konur ve yakılır. Perde aydınlanınca arkadan ışık alan şekiller renkli olarak beyaz perde üzerinde görünür. Usta, şekilleri perdede hem hareket ettirir, hem de oyun kahramanlarının ağzından gereğince ses vererek oyunu yürütür.

Karagöz oyunu dört bölümden meydana gelir. Oyun başlamadan evvel gösterilecek temsilin konusuna göre perdeye bir şekil iğnelenir ki buna “göstermelik” denir. Bu, temsil başlayıncaya kadar perdede durur. Göstermelik yerinden ağır, ağır kalkmaya başlayınca perdenin arkasında bir def gürültüsü başlar. Derinden derinden Hacivat’ın ağdalı, boğuk sesi duyulur:

“Nakş-ı sun’un remz eder hüsnünde rüyet perdesi.
Hâce-i hükm-i ezeldendir hakikat perdesi.
Bu hayâl-i âlemi gözden geçirmektir hüner,
Nice Karagözleri mahvetti sûret perdesi.
Of; hey hak! perdemi sanmayın bezden,
Hisse alın siz bu sözden.
Of; bir yâr-i vefâkâr olsa... Ol söylese ben dinlesem.”

Hemen perdeye Karagöz iner ve aralarında muhavere başlar. Üçüncü bölümde belli bir olaylar dizisi içinde çeşitli kimseler boy gösterir. Bitiş bölümünde seyirciden özür dilenir, gelecek oyunun adı duyurulur.

Karagöz oyununun şahısları toplumun mahalle çevresinde çeşitli tipleri temsil eder. Başta Karagöz gelir. Karagöz’ün başında”ışkırlak” denilen bir başlık vardır. Karagöz, tok sözlü, halktan bir adamdır.

Sonra Hacivat gelir. Hacivat medresede yetişmiş, dili ağdalı bir dîvân efendisidir; Çelebi, kibâr bir delikanlıdır; Zenne (kadın) bir hanımefendidir; Tiryâkî, afyon tutkunu bir sersemdir; Tuzsuz Deli Bekir sarhoş bir külhanbeydir; Altı Karış Bebe Rûhî bir cücedir; Çengi oyuncudur. Acem, Arnavut, Yahûdî, Frenk, Ayvaz, Himmet, Arap Osmanlı devletinin her yanından gelerek İstanbul’da toplanmış olan tipleri canlandırır.

Karagözcü bunların herbirini kendi ağızları ile konuşturur. Ayrıca, herbirinin sokaklık, evlik kıyafette değişik şekilleri vardır. Karagöz oyunlarının konuları yazılı değildir. İkinci Meşrutiyetten önce, yirmisi Kâtip Sâlih tarafından olmak üzere, birçok fasıl kitap hâlinde yayınlanmıştır. Hayal veya gölge oyununun asıl özelliği böyle tesbit edilmiş olmasında değil, tersine, olmamasındadır. Bütün ustalık, Karagözcünün mahâretine, buluş kâbiliyetine bağlı olarak konuşma kısmındadır. Bu bakımdan, ana çizgileriyle yayınlanan bir fasl, oynandığı zaman âdetâ tanınmaz olur.

Çok ün kazanmış Karagöz fasılları, konusunu yaşanmış hayattan alırdı. Pekçoğunun isimleri dahi o devirde geçmiş olayları hatırlatır. Kanlı Nigâr, Kanlı Kavak, Karagöz’ün Yazıcılığı, Yalova Safası, Hamam, Mandıra, Çeşme, Tımarhâne, Ters Evlenme, Bekçi, Karagöz’ün Şâirliği, SalıncakSafası,Karagöz’ün Aşcılığı gibi.

2. MEDDAH NEDİR?

Meddah Nedir


Med­dah­lık, hi­kâ­ye an­lat­ma, tak­lit yap­ma sa­na­tı­dır. Per­de­si, sah­ne­si, de­ko­ru, kos­tü­mü bir sa­nat­kâr­da top­lan­mış bir gös­te­ri­dir. Med­da­hın ak­se­su­a­rı­nı bir men­dil ve bir so­pa-bas­ton meydana getirir.

Ge­nel­lik­le gül­dü­rü­cü, ah­lâ­kî ve ede­bî so­nuç çı­ka­rı­la­cak hi­kâ­ye­le­ri­ne kliş­e­leş­miş bir sözle baş­lar. Son­ra kah­ra­man­la­rı sa­yıp hi­kâ­ye­si­ni an­la­tır.

Med­dah, hi­kâ­ye­nin kah­ra­man­la­rı­nı ken­di çev­re­si­nin di­li ve şi­ve­le­ri ile ko­nuş­tu­ran, çok oyun­cu­lu bir ti­yat­ro ese­ri­nin tek sa­nat­çı­sı olan in­san­dır. 

3. ORTAOYUNU NEDİR

Ortaoyunu Nedir


Eski bir Türk eğlencesi. Osmanlı devrinde, oyuncuları yazılı bir metine bağlı kalmadan, nüktelere ağırlık vererek, seyirciye bir öğüt veya ders vermek maksadıyla verilen temsil.

Orta oyununun isminin nereden geldiği hakkında üç kabûl vardır: Bunlardan ilki; yeniçeri ortalarına bağlı oyun takımları temsil verirlerdi. Bu oyunlara“orta oyunu” ismi verildi. İkincisi Japonya ve Portekiz’de “Auto” ismi verilen taklit, kukla ve hokkabazlık gibi oyunları, oralardan gelen Yahûdîler, memleketimizde de icrâ ettiler ve auto ismi zamanla orta hâline geldi. Üçüncü olarak da İtalyanların Commedia dell’arte’ı için Kullanılan “Arte oyunu”, söylene söylene zamanla, orta oyunu şeklini aldı.

Orta oyununun kaynağı hakkında çeşitli düşünceler vardır. Bunlardan ilki, Karagöz’ün canlı şahıslar tarafından oynanan şekli olduğudur. İkincisi ise kol oyunlarından çıktığı düşüncesidir.

Bunlar;

  1. Yeniçeri ortalarına bağlı oyun takımlarının askeri eğlendirmek için verdikleri temsiller
  2. Esnaf oyunları
  3. Taklitçi tâbir edilen şahısların, konusu günlük olaylarla ilgili olan; konaklarda veya halka verdikleri temsiller
  4. Köylerde oynanan “meydan oyunu”. Orta oyununun ilk defâ ne zaman oynandığı konusunda kesin bir mâlumât olmamakla berâber, Hâfız İlyas Efendinin Târih-i Enderûn’unda 1819’dan evvel buna benzer bir oyun olmadığı yazılıdır.


Oyun yeri “orta” veya “palanga” olarak isimlendirilir. Burası seyircilerin etrâfını çevirdiği dâirevî bir alandır. Palangada dekor olarak “yenidünya” denilen paravana çerçevesi şeklinde bir ev, açılıp kapanabilen iki kanatlı bir paravanadan müteşekkil “dükkân” ve birkaç sandalye ile masadan ibârettir.

Olayın nerede geçtiği Pîşekâr ve Kavuklu’nun konuşmalarından anlaşılır. Orta oyununda mevzu bir hikâye veya çoğunlukla basit bir mâcerâdır. Oyunun yazılı bir metni yoktur. Oyuncular söz söyleme ve nükte yapma mahâretleriyle taslak hâlindeki oyunun mevzûunu geliştirirler. Oyunda kalıplaşmış tekerlemeler de çok kullanılmasına rağmen, oyuncular nükte yapmakta ve hazır cevaplılıkta mâhirdirler. Orta oyununun baş aktörü olan Pîşekâr her zaman vakûr bir edâ ile durur, tahsilli ve çevresindekilerin müşküllerini danıştığı bir zattır. Hacivat’ı andırmasına rağmen onun gibi komik durumlara düşmez.

Oyunu Pîşekâr başlatır, yönetir ve oyunun nihâyetine kadar meydandan ayrılmaz. Pişekârın başında dört dilimli külâh, sırtında entâri veya çakşır, onun üzerinde kürk, ayaklarında sarı gedik pabuçlar vardır. Kıyâfetinde sarı ve yeşil renk ağır basar.

Oyunun ikinci şahsı olan Kavuklu deli dolu, parasız, işsiz, güçsüz, ağır şakalar yapan kaba birisidir. Karagöz’e benzer ise de eski oyun kollarındaki Tiryâkî tipinden çıktığına daha çok ihtimal verilmektedir. Başında kocaman ve iri dilimli bir kavuk bulunur. Sırtında bir biniş, belde kuşak, binişin uçları kuşağa sokulmuş vaziyettedir. Altta entâri veya şalvar, ayakta ise edik pabuçlar bulunur.

Kıyâfetinde kırmızı renk hâkimdir. Zenne, Rum, Frenk, Muhacir, Arnavut vb. oyunun diğer şahıslarıdır. Zenne, kadın kıyafeti giyinmiş erkeklere verilen addır. Orta oyuncularının kıyâfetleri aşırı mübâlağalı ve süslüdür. Orta oyunu oynanırken zurna ve çifte nâra çalınır. Önce Pîşekâr meydana çıkar ve “Falan oyunun taklidini aldım, usûl ve âhenkle efendilerime seyrettireyim.” diyerek oyunu başlatır. Kavuklu da meydana gelerek, ikisi oyunun ana hatlarından seyircileri haberdâr etmek maksâdını güden girizgâh diyebileceğimiz bir muhâvere (söyleşme) yaparlar. Bunun ardından Kavuklu bir tekerleme söyler.

Kavuklu ve Pîşekâr’a diğer oyuncuların da katılmasıyla oyun devam eder. Oyunun son kısmında Pîşekâr ile Kavuklu oyundan çıkarılacak ibreti kendi aralarında yaptıkları muhâvereye göre seyircilere aktarırlar ve ertesi gün hangi temsili yapacaklarını da söyledikten sonra oyun son bulur. Her oyun tatlı ve ahlâkî bir sonuca bağlanır.

Orta oyunlarına misâl olarak şunlar sayılabilir: Ters Evlenme, Gözlemeci, Ağalık, Çifte Hanım, Meyhâne, Yazıcı, Fotoğrafçı, Ödüllü, Tahir ile Zühre, Kanlı Nigâr, Büyücü, Çeşme, Pazarcılar, Eskici Abdi. Orta oyuncularının teşkil ettiği birlikler önceleri “kol” sonra “takım” daha sonra ise “kumpanya” ismini almıştır. Tanınmış kollar arasında şunlar sayılabilir: Edirneli kolu, Ağa kolu, Yaran kolu, Cevâhir kolu, Zuhûrî kolu. Orta oyuncularının en tanınmışları ise Zenne Tevfik Bey, Abdi Efendi, Zenne Rıza, Naşit Bey, Meddah İsmet en meşhur simâ Kavuklu Hamdi Efendidir. Kavuklu Hamdi Efendi, önceleri Pîşekâr Tosun Efendi, sonra Küçük İsmail Efendi, bir ara da Abdürrezzak Efendi ile oynamıştır. Hamdi Efendinin Zuhûrî kolu; Pîşekâr Küçük İsmail, Kürt Dondurmacı Ali, Aptal Rafet, Arap Ahmed, Zenne Ömer, Kocakarı Asım, Meddah İsmet, Döşemeci İsmail Efendi, Kambur Mehmed ve Kaşıkçı Ahmed’den meydana gelmiştir. Hamdi Efendinin vefatından sonra Ali Bey ve Kel Hasan yetişmiştir.

Orta oyunu İsmail Dümbüllü’nün vefâtıyla târihe karışmıştır. Osmanlı devrinde memleketimizde bulunup, dilimizi öğrenmiş olan Macar Dr. İgnace Kunoş’un seyredip, kaleme aldığı birkaç orta oyunu örneği şöyledir:

Oyun başlayıp Pîşekâr biraz konuştuktan sonra uzun, silindirik, kocaman dilimli kırmızı kavuğu olan, sarı edik pabuç, kırmızı şalvar ve kırmızı cübbe giymiş olan Kavuklu gelir. Sendeleyerek birkaç defâ meydanı dolaşır. Pîşekâr elindeki şakşak ile kavuğuna vurunca Kavuklu sıçrayarak Pîşekâr’a döner.

Pîşekâr:

“Vây! Hoş geldin, safâ geldin. Derisi patlamış, ipi kasnağı kırılmış, derûnu tozla dolmuş, çöp arasına atılmış bekçi davulu..!

Kavuklu:

“Vay! Hoş bulduk, safâ bulduk... Kıyılarda kalmış, içini dışını sıçanlar yemiş, pis pis kokmuş, her tarafı delik deşik olmuş, Lâpseki kavunu! Başıma gelen macerayı anlatsam da dinlesen o vakit anlarsın!

Pîşekâr:

“Aman efendim geçmiş olsun... Bendenizin de meraklı olduğumu bilirsin ya, naklediniz de anlayayım”...

“Pazar Yeri” isimli kavuklu tekerlemesinin ana hatları:

Kavuklu pazarda alış veriş ederken şiddetli bir kasırga gelip onu uçurmuş. Biraz göklerde dolaştıktan sonra bir lâhana yaprağının içine düşüp gömülmüş. Bahçıvan onun içinde bulunduğu lâhanayı pazarda satmış. Alan adamın ahçısı kazana atıp haşlamış...

Kavuklu

“Dilenci Vapuru”na binerek Kanlıca’da bir konağa gittiğini, orada Bey’in sofrasında kurulduğunu, güldürücü muhâvere hâlinde anlatır. Sıra yemeğe gelir.

Kavuklu:
“Efendi, bana, buyurun!, dedi. Baktım gidiyor, haydi ben de arkasından. Odadan çıktık, başka bir odaya girdik.

Pîşekâr:

“Aman efendim, sonra?”

Kavuklu:

“İçeri girdik, baktım ki bir büyük masanın üstünde Mahmutpaşa’nın mezat malı gibi olmadık çanak çömlekleri var... Her ne ise, efendi oturdu, biz  de karşısına oturduk. Çorba geldi, güzelce yedik! O kalktı et geldi. Baktım, efendi, bıçak-çatal bir şeyler aldı. O çatal gibi şeyi ete batırıp bıçakla kesti. Sonra tabağına koyup yemeğe başladı. Biz de efendiye uyarak onun yaptığı gibi yapalım da ayıp olmasın diye çatal-bıçak alıp ete batırdık.”

Oyunun sonunda Kavuklu:

“Her ne kadar sürç-i lisan ettikse de affoluna... İnşaallah yarın akşamki oyunumuzda Pîşekâr’ın yakası elime geçecek olursa ben bilirim yapacağımı!” der.

Oyun biter.

Yorumlar

Popüler Yayınlar

A, B, C, D, E... Otomobil Segmentleri...

Otomobil Segmenti Nedir Bu yazımızıda sizlere aşağıdaki otomobil segmentleri hakkında özet bilgi vereceğiz. Keyifli okulamalar. A Segment - Basic – Mini Sınıf – Minicar – Şehir Arabası – Economy Car – City Car B Segment - Small – Küçük Sınıf Otomobiller – Küçük Aile Arabası C Segment - Lower Medium – Alt Orta Sınıf Otomobiller D Segment - Upper Medium – Üst Orta Sınıf  Otomobiller E Segment – Executive – Üst Sınıf  Otomobiller F Segment - Luxury – Lüks Sınıf  Otomobiller S Segment - Sports – Spor Otomobiller M Segment - Multi Ourpose Otomobiller J Segment - Sport Utility Otomobiller Otomobiller birbirleri ile kolay kıyaslanması amacıyla farklı sınıflara ayrılmaktadır. ABD’nin aksine Avrupa ülkeleri düzeyinde bu konuda belirli bir kural-yönetmelik bulunmamaktadır. Otomobillerin sınıfları bilinen marka ve modellerin kıyaslanması yoluyla tanımlanmaktadır. Örneğin Volkswagen Polo, Golf ve Passat iç hacim ve ebat farklılıkları nedeniyle farklı sınıflarda yer almak

Hibiskus (Mekke gülü,Nar çiçeği) Nedir ve Faydaları Nelerdir ?

Hibiskus Nerede Yetişir Anavatanı Neresidir? Hibiskus’un latince adı Kerkedeh’dir. Kerkedeh ise Sudan çöllerinde yetişen susuzluk gideren bir bitkidir. Zaten latince ismi olan Hibiskus da vücuda şifa veren, ferahlatan anlamındadır.Çay gibi demlenip içilir. Sudan’ın geleneksel bir içeceğidir. Halk dilinde yaprakları güle benzetildiği için Mekke gülü ya da Nar çiçeği olarak da bilinmektedir. “Agua de Jamaica” veya “Jamaika Gülü” adı verilen “hibiscus sabdariffa” bitkisi Jamaika, Meksika, Orta Amerika, Güney Amerika ve Karayip adalarına özgü bir bitkidir. Jamaika’da genellikle zencefil ile birlikte karıştırılıp, çay veya soğuk içecek olarak tüketilir. Hibiskus çayı “ekşi çay” olarak da bilinir. Yağları Yakıyor İçeriğinde yüksek oranda C vitamini bulunduran nar çiçeği, vücudun güçlenmesini ve yağ hücrelerinin yakılarak yok edilmesini sağlıyor. Özellikle basen, göbek, bel çevresinde birikmiş yağlar için nar çiçeği çayı faydalı etki gösteriyor. Kan Şekerini Düzenliyor. Bilimsel ar

Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım - How To Knitting Increase And Decrease 1

Örgümüzü kol altına kadar istediğimiz uzunluğa varana dek örüyoruz. Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Sonra şişimize 5 ilmek atıyoruz. Bunun İçin baş parmak yardımıyla bir halka oluşturup şişten geçiriyoruz. ( Başka bir ilmek atma şeklini yarın sizlerle paylaşacağım inşaallah.) Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Sonra ilmeğimizi ipi çekip sıkılıyoruz. Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Bu 5 ilmeği attıktan sonra ilk 4 tanesini örüyoruz. 5. ilmek ile 6. ilmeği yani ( 5 ilmek atmadan önceki ilk ilmeğimizi ) beraber örüyoruz. Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Şimdi örgümüzü çeviriyoruz. Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Netten Yazar - Yelek Kol Kesimi Resimli Anlatım Sol taraftaki ilk ilmeği örmeden sağ şişe aldık ve düz idi. Bu yüzden ipi kendimizden tarafa al

Düz Dar Etek Kalıbı Çizimi

Öncelikle lazım olacak malzemeleri ve bilgileri edinelim  Parşömen kağıdı, A4 kağıdı, cetvel , riga cetveli , kağıt makası , mezura , kalem Bel ölçüsü = 70 cm  Kalça ölçüsü = 94 cm  Kalça düşüklüğü = 20 cm Etek boyu = 55 cm Arka Kalça Hattı Uzunluğu Kural: (Kalça Ölçüsü / 4) + 1 =  24,5 cm =(94/4)+1 = 24,5 cm Ön Uzunluk Kural: (Kalça Ölçüsü / 4) - 1= 22,5 cm =(94/4)-1 = 22,5 cm Pens Hesaplaması Kural: (Kalça Ölçüsü - Bel Ölçüsü) / 2 = 12 cm   =( 94 – 70 ) / 2 = 12 cm 12 yi kural dahilinde 4 parçaya ( Ön , Ön Yan , Arka Yan , Arka   ) dağıtıyoruz. Kural 1: En az pens Önde , En fazla Yanlarda , Fazla Arkada olmalı. Kural 2: Ön Yan ve Arka Yan eşit olmalı. (Ön Yan = Arka Yan) Oranlar isteğe bağlı değişebilir, önemli olan kurallara uymasıdır. Uygulama : Anlaşılması kolay olsun diye A4 kağıdına eşel cetveli ile çizdim.Aynı şekilde parşömen kağıdına uygulayarak kalıbınızı çıkarabilirsiniz. Eşel cetveli: Dikiş malz

Boncuktan Salon Takımı Nasıl Yapılır ? Grafikli Anlatım

Gerekli malzemeler: Çizmeli Naylon ip , Pense , 1 kilo Cam kum boncuk , 1/2 kilo Cam boru boncuk , Makas , Çakmak , Boncuk iğnesi. Motifimize başlamadan önce, ipin dolaşmaması için ipi gerdirmeyi unutmayalım ! 2.85 cm ip keselim ve iki kat yapıp bağlıyalım. Sökülmemesi için ucunu çakmakla yakıyoruz.Şimdi ipliğimize 12 boncuk geçirelim. İğnemizi en baştaki boncuğun içinden geçirip halka yapalım. Sonra iğneye ( 1 boru 3 kum 1 boru ) geçirip Halkamızın ikinci boncuğundan iğnemizi geçirip çıkartalım. Geri dönüp iğnemizi son taktığımız boru boncuğun içinden geçirip borunun üstüne çıkıyoruz. 3 Kum 1 Boru takıp halkamızdaki üçüncü boncuktan geçiyoruz.Tekrar son taktığımız borunun içinden geçip tepeye çıkyoruz.12 kum boncuk bitene kadar bu işlemi tekrarlıyoruz. bitirişi yaparken İlk başladığımız yerle birleştiriyoruz.3 kum ipimizdeyken ilk başladığımız 3 lü nün birinci boncuğundan girip ikinci boncuğundan (yani orta boncuktan) çıkıyoru

İlk Defa Başlayacaklar için Uçak Yolculuğu

Merhaba, Bugün, uçak yolculuğu yapacaklar için genel bilgiler vermeye çalışacağız.  Deneyimlerimizi aktarmya çalışacağız, gene de her türlü bilgiyi ucuş yapacağınız havayolundan almanız sizin için daha yararlı olur. Yapacağınız herhangi bir yanlıştıktan ötürü de sorumluluk kabul etmiyoruz. -Uçuş süreci dört temel adımdan oluşur: 1. Havalimanına Geliş : Uçağınızın kalkış vaktinden; yurtiçi uçuşlar için en az iki saat, yurtdışı uçuşlar için en az 3-4 saat (pasaport kontrolü yüzünden) öncesinden havalimanına varmanızı tavsiye ederiz. 2. Giden Yolcu Girişi: Adı üstünde bulunduğunuz havalimanından başka yere gitmek isteyen yolcuların havalimanına girdiği yerdir. Bir çeşit x-ray cihazı ile vücut ve eşya taraması yapılır. Aramaya girmeden önce üstünüzde taşıdığınız her eşyayı, varsa, yedek bir çantaya atmanızı tavsiye ederiz. Bunun sebebi ise üst aramasında, elbise, ayakkabı ve gözlük hariç sanırım, hiçbir eşyayı üzerinizde taşımanıza izin verilmez. Yurtiçi uçuşlarda

Karekök İki'nin İrrasyonel Olduğunun İspatı

Öncelikle rasyonel ve irrasyonel sayılarının tanımını yapalım: Rasyonel sayı: Payı ve paydası tamsayı olan bir kesir olarak ifade edilebilen, bir diğer değişle virgülden sonraki belirlenebilen kısımdır. 1/2, 0,75, 0,50, 2 bunlara verilebilecek örneklerdir. İrrasyonel sayı: Payı ve paydası tamsayı olan bir kesir olarak yazılamayan sayılardır. Virgülden sonraki kısmı belirlenemez. Pi sayısı ve e sabiti, bunların en meşhur örneklerinden biridir. Şimdi karekök iki'nin irrasyonel olduğunun ispatına geçelim. Bunu yaparken karekök ikinin neden rasyonel olamayacağını ispatlayacağız: Kök ikinin , a ve b tam sayı olacak şekilde, a/b şeklinde ifade edilebildiğini düşünelim. Ayrıca, a ve b'nin aralarında 1'den başka ortak böleni olmadığını varsayalım (bu varsayımımız doğrudur, çünkü aralarında ortak böleni olsa bile a veya/ve b sadeleştirilip aralarında asal yapılabilir). Kök iki = a/b (1) Denklem (1) de eşitliğin her iki tarafının karesini alırsak ve

Akü Takviyesi

Bir sabah uyandınız. Aracınıza gittiniz. İşe geç kalmış olabilir, çocuğunuzu okula bırakmak zorunda kalabilir ya da herhangi bir sebebiniz olabilir. Koltuğa oturdunuz. Anahtarı kontağa taktınız. O da ne! Göstergeler açılmadı. Açılsa bile pır pır edip duruyor. Ayrıca marş basmıyor ve farlar sönükleşiyor . Başınızı direksiyona boşuna vurmayın, % 99 akünüz bitmiştir. Böyle zor bir durumla hepimiz karşılaşabiliriz. Bu yazımda akünün bitme sebepleri ve yapılacak işlemlerden bahsetmek istiyorum. Akü: Akü kelimesi Akümülatör'ün kısaltmasıdır. Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan ve gerektiğinde bunu yine elektrik enerjisine dönüştüren enerji kaynağıdır. Otomobillerde marş sistemini, ateşleme sistemini, ışıkları ve diğer doğru akım devrelerini çalıştırır. Akülerde standart olarak kurşundioksit içeren pozitif plakalar, saf kurşun içeren negatif plakalar, sülfirik asit (%39) ve saf su karışımı (%61) elektrolit bulunur. Akü Neden Biter? Akünün boşalma sebepl

Çekirgeler Hakkında Önemli Bilgiler

Yaşadığı yerler: Sıcak bölgelerde . Tarla, çayır ve su kenarlarında rastlanır. Özellikleri: Arka bacakları uzun ve sıçrayıcı özelliktedir. Ekinler için zararlıdırlar. Göçmen olanları, 5-6 cm veya daha uzunları vardır. Ömrü: Dört ay kadardır. Çeşitleri: Tarla, yeşil, değnek, İtalyan, Mısır, Afrika göçmen çekirgesi en meşhurlarıdır. Düzkanatlılar (Orthoptera) takımına bağlı böcekler. Ağız parçaları kesici ve çiğneyici olup, çoğunlukla nebâtî, bâzan da hayvânî maddelerle beslenirler. Uzun yapılı başlarının yanlarında bir çift iri petek göz ve alınlarında üç adet basit (osel) göz vardır. Bir çift olan antenleri, bâzılarında kısa, bâzılarında uzun olup, dokunma ve kokuya duyarlı kıllarla bezenmiştir. Çok uzak mesâfelerden rüzgârın getirdiği nebâtî besinlerin kokularını alırlar.  Üç parçalı göğüs kısımlarının her bölümünden bir çift bacak çıkar. Kanatlar da göğsün son iki halkasında yer alır. Üç çift bacağın ilk iki çifti yürümede, iri ve daha güçlü olan son çifti sıçramada kullanıl

ABS, ESP, VSA... Nedir bunlar?

Günümüzde otomobillerin sahip oldukları teknik özellikleri simgeleyen terimlerden bahsetmek istiyorum. Otomobillerin donanımlarını ve teknolojik özelliklerini anlatan ifadeler, yabancı dillerdeki kullanımlarına göre kısaltıldığı için anlaşılması güçleşiyor. Üstelik, aynı teknik özellikler, üreticiler tarafından farklı isimlerle de anılabiliyor. Aynı özellik, bir otomobil markasında farklı, diğer markada farklı isimlendirilebiliyor. Genelde sürüş güvenliğiyle ilgili bu terimlere kısaca değinelim; ABS (Antiblock Brake System) ABS , sürücülere, tekerlekler kilitlenmeden fren yapma olanağı sağlayan, bu sayede aracın manevra ve kontrol yeteneğini artırarak sürücüye yardımcı olan sistemi ifade ediyor. ASR (Acceleration Slip Regulation) Kısaca antipatinaj sistemi olarak de çevrilebilen ASR , araçta patinaja geçildiğinde çekiş olan tekerleklere giden gücü kontrol ederek tutunmayı sağlıyor. Bu sistem, bazı markalarda '' EDL -Elektronik Diferansiyel Kilidi'' olar