Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran 20, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Komik Fıkralar

Ne Lüzum Var İki arkadaş konuşurlarken o sırada yanlarından meşhur bir ressam geçer.  Arkadaşlardan biri, ötekini dürter: - Şunu görüyor musun? Ressamdır. Resme bir fırça vurunca gülen bir çocuğu ağlayan bir çocuk yapabiliyor. Öteki de şöyle der: - Sanki o da bir iş mi? Fırçaya ne lüzum var ? Elinin tersiyle bir tane vurdun mu kâfi. Dün Yoktun Genç bir memur, geceleri bir türlü uyuyamamaktan, sabahları da uyanamamaktan işe hergün geç kalınca doktora başvurur. Doktor bir hap verir ve der ki: -“Bu hap sayesinde uykun normale döner.” O gece rahat uyur. Sabah hem erken kalkar hem de işe vaktinde gider. Şefine hapı bir güzel övmeye başlayınca şef sorar: - Dün yoktun , neredeydin? Dört Kişi İngiliz’in biri, oğlunu ilk defa içkili bir lokantaya götürür. Yemek yerken oğluna şöyle nasihat eder: - Serseriliğin en kötüsü sarhoşluktur, oğlum. - Evet öyledir, baba. - Sarhoş olduğun zaman ne yaptığını bilemezsin. Hatta şu karşı masadaki 2 kişiyi 4 görürsün. - Masada 2

Adana Gezilecek 10 Tarihi Kale

Adana’da çok sayıda tarihi kale vardır. Ceyhan’dan, Tarsus’a kadar 40-50 dağ kalesi olup bunlardan meşhur olanları şunlardır. Adana Kalesi Abbasi Sultanı Halife Harun Reşid tarafından, eskiden kalan kale yıkıntıları üzerine 781’de yaptırılmıştır. 1836’da Adana’yı işgal eden Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yıktırıldığı için bugün temellerinin bir bölümü kalmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde; “Dört köşeli çevresi dört yüz adımdır. Yedi kulesi, iki kapısı vardır” der. İlk devirde yapılan kalenin bir duvarı nehire dayanmış olup, diğer üç kenarı hendeklerle çevrilidir ve 7 burcu vardır. (Kestanbol) Ayas Kalesi   Ceyhan’ın 30 km uzağındadır. Yumurtalık ismiyle anılır. Kale ortaçağda yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman Han 1536’da tamir ettirmiş ve “Sahil Kulesi” ismi verilen bir kule ilave ettirmiştir. Yılanlı Kale Ceyhan’a 6 km uzaklıktadır. Halk arasında ismi (Şahmeran)’dır. Misis’e yakındır. Ortaçağda Haçlı seferleri esnasında kurulmuştur

Türkler'de Çocuğa İsim Nasıl Verilirdi

Türkler'de Çocuğa İsim Nasıl Verilirdi Yeni doğan çocuğa veya sonradan Müslüman olan kimseye isim koymak. Varlıkları belirtmek, şahısları diğerlerinden ayırmak için kullanılan kelimelere ad (isim) denmiştir. Allahü teala, yeryüzünde yarattığı ilk insan ve ilk peygamber olan Adem aleyhisselama her şeyin ismini ve faydasını bildirdiğini Kur’an-ı kerimde haber verdi. Mealen; “Allah, Adem’e bütün isimleri öğretti.” buyurdu (Bekara suresi : 31). Tarihin her devrinde insanlar inanç ve adetlerine göre isimler kullandılar. Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki isimleri, çocukluk ve gençlik dönemlerinde olmak üzere iki dönemde verilirdi. Doğumun hemen ardından çocuğa isim verilmez, bir yaşından sonra adetlerine göre büyük şölenler yapılır, oradaki en yaşlıları tarafından  isim  konurdu. Esas isim, gençlik çağında gösterilen bir kahramanlıktan sonra verilirdi. İslamiyetten önce Araplarda herkes için isminden başka bir de ilk erkek çocuğuna bağlı olarak baba olduğunu belirten b