Sadeddin Köpek, köken olarak muhtemelen Türk değildi. Gulâmhâne adı verilen askerî okulda, Türk-İslâm terbiye ve eğitimiyle yetiştirilmiş, ordu kademelerinde de emîrliğe kadar yükseltilmiş bir kişiydi.
Bugün herkesin aşağılamak kastıyla kullandığı “Köpek” ismi, ona hakaret, horlama ve küçümseme gibi bir maksatla yakıştırılmamıştı. Kendisine isim olarak verilmiş olup itaatli, bağlı, samimi hizmet eden ve vefalı gibi anlamlara geliyordu. Şayet bu isim, tahkir anlamında kullanılmış olsaydı, bizzat yaptırmış olduğu Zazadin Hanı’nın kitabesinde, bu ismi kullanması mümkün olmazdı.
Sadeddin Köpek, Sultan Gıyaseddin küçük yaşta olduğundan âdeta bir hükümdar gibi hareket ediyordu. Bu hâl saltanat hırsını da kamçılayacak ve sonunda hayatını mahvetmesine kadar götürecektir. Fakat bu durum eski Türk devletlerinin genel karakterini yansıtmaktan başka bir şey değildi. Memlukler ve Kadı Burhaneddin Devleti gibi nice devletimiz hep bu şekilde ortaya çıkmıştı. Bu itibarla iki yıla yakın görev yaptığı süre içinde rakiplerini sindirmeye ve yok etmeye uğraştı. Bu durum ise düşmanlarını çoğaltmaktan öte bir işe yaramadı. Sümeysat’ı zaptetmiş olması en büyük siyasi başarısıdır. Kısa süren dönemi sırasında başka şeyler beklemek de hata olacaktır. Ayrıca Moğol tehlikesine karşı, Eyyubilerle mevcut düşmanlığı gidermiş ve dostluk temininde önemli adımlar atmıştır.
İbni Bibi ve Selçukname gibi devrin kaynaklarının belirttiğine göre Sadeddin Köpek, gösterişe, dünya zevklerine, mal ve servete düşkün değildi. Kendisini, adaletin en yüce hakemi olarak görmekteydi. Halka karşı tutumu, ılımlı ve yumuşak olup adalet temeline dayanmaktaydı. Gittiği her yerde, halkın en fakir ve en güçsüzleriyle konuşur, onların istek ve şikâyetlerini sabırla dinlerdi. İhtiyaçlarını cömertçe karşılardı. Suçluları rütbe ve makamlarına bakmadan ibret olacak bir şekilde cezalandırırdı.
Sadeddin Köpek zamanında Türkiye Selçuklu ordusunda tam bir düzen ve disiplin hâkim olmuştu. Özellikle ıktâ sahipleri, hiçbir şekilde halktan belirlenmiş verginin dışında “bir tavuk kanadı” dahi istemeye cesaret edemiyorlardı. Halkın zayıf ve düşkün kesimi, onun zamanında rahat, huzur ve güven içinde yaşamıştır...
Bu bilgilerden sonra bir kez daha Diriliş Ertuğrul dizisindeki Sadeddin Köpek’i hatırlamak icap edecektir.
Millete, bu devlet adamına karşı o kadar hakaret ettirdiler ki, ölmüş bir adama bu kadar nefret kusturmaları ve iftiraları sebebiyle, neredeyse günahlarını alıp temizlettiler. Günahları kalmadı ise millete sevaplarını verdirttiler. Evet, işte bu nedenle Sadeddin Köpek kazandı. Kazanmaya da devam ediyor. Zira ona hakaret edenlerin helalleşmeleri ancak ahirette olabilecektir.
Ertuğrul Gazi’yi ise hiç karşılaşmadığı bir kişiyi öldürtmek ve yapmadığı işleri yaptırtmak suretiyle her gün gözden düşürmeye devam etmekteler. Her gün yeni bir yalana kurban vermekteler! Kendileri yazıyor, kendileri çalıyor ve kendileri oynamaktalar!
Yeter artık! Reytinginiz sizin olsun! Verin bu milletin gerçek tarihini ve gerçek Ertuğrul’unu!
KAYNAK
Prof.Dr. Ahmet Şimşirgil
http://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/prof-dr-ahmet-simsirgil/601978.aspx
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaparak bize yardımcı olursanız çok memnun oluruz. Şimdiden teşekkürler