Siber zorba olmayın!
Sosyal medya çok güzel sen de gelsene!.. Üç beş arkadaşın bir araya gelerek dahiyane fikirler üretmeleri... Tek yönlü bilgi paylaşımından çok yönlü bilgi paylaşımına geçiş... Merakla ve ilgiyle üye olunan sosyal medya siteleri…
Artık hemen hemen herkesin en az bir sosyal medya sitesinde en az bir üyeliği var dünyanın her köşesinde. Kimi Facebook’tan eski okul arkadaşlarını bulur, kimileri de yine asker arkadaşlarına ulaşır önce. Sonra, ‘ne kadar da faydalı bir şey bu sosyal medya, yıllardır irtibat kuramadığım arkadaşımla buluştum’ cümlesiyle iyice hayatımıza yer eder. Sonra da büyük küçük demeden ailenin her ferdi, bu ucu bucağı olmayan sitelerde uyku hariç neredeyse tüm vakitlerini geçirmeye başlar. O gözleri açılmamış, korumak için herşeyi vereceğimiz yavrularımız ellerinde birer telefon ya da tablet ile zamanlarının büyük kısmını bu sitelerde harcamaya başlarlar. Bu derin ve dipsiz kuyuda yalnız başlarına, korumasız kalır, ne ile karşılaşacaklarını bilmeden en meraklı çağlarında büyük bir merakla kuyunun dibine indikçe inerler.
Son zamanlarda ‘siber zorbalık’ tabiriyle karşılaşmayanımız yoktur galiba… Dışarıda herhangi bir zorbalıkla karşılaşan çocuğunuzun, telefonda ya da tablette aynı zorbalıkla karşı karşıya kaldıklarını biliyorsunuzdur zaten…
Nedir bu siber zorbalık?
Bazı kişi ya da kişilerin elektronik iletişim araçlarını kullanarak başka kişi ya da kişilere karşı kasten gerçekleştirdikleri psikolojik, sözel veya görsel gerçekleştirdikleri davranışların saldırganca olmasına verilen isim siber zorbalıktır. Bu elbette sadece çocuklar için değil her insan için geçerlidir ancak buna en çok maruz kalan ne yazık ki sanal alemde korumasız bıraktığımız çocuklarımızdır. İlk defa ABD’de 2000 yılında
‘cyberbullying’ adıyla ortaya çıkan bu terim hızla tüm dünyada hukuk literatüründe yerini almıştır. Kanada 2013 yılında 214 sayılı
Siber Zorbalığı Önleme Yasası’nı Kabul etmiştir.
Daha çok 12-18 yaş arası çocukları hedef alan siber zorbalar, zorbalar gibi kişinin vücut bütünlüğüne değil psikolojisine zarar vermektedir. Mağduru sosyal medya üzerinden rahatsız etme, hakaret, şantaj ve iftira ile sıkıştırma, fiziksel özellikleri ile alay etme, hor görme, küçük düşürme siber zorbalık çeşitlerinden bazılarıdır. Yine siber zorbalık türlerine,
kişiye ait mahrem dokümanların kamuoyuyla paylaşılması da örnek verilebilir. Kişinin e-posta ve sosyal medya hesaplarının parolasını ele geçirmek suretiyle başkalarına çeşitli mesajlar göndermek, algı yönetimi ile bir şahsın ya da topluluğun yıpratılması da siber zorbalığa giriyor.
Araştırmalar, siber zorbalık gören çocuklarda korku, üzüntü, anksiyete gibi duyguların daha fazla görüldüğü sonucunu vermektedir. Okuldan kaçma ve devamsızlık şeklinde kendini gösteren sonuçları da olan bu duruma maruz kalma oranı yüzde 9 ile 35 arasında
değişmektedir. Bazı araştırmalar bu yüzde oranlarının daha da yüksek olduğunu göstermekte olup, siber zorbalığa karşı ailelerin müdahale etmesi mecburi hala gelmiştir.
Bu durumla baş etmek zorundayız!
Son yıllarda önem kazanan siber zorbalık olgusuna
karşı bazı tedbirler almak şart. Bu noktada, çocukların, ailelerin ve okullarda görev yapan personellerin siber zorbalık konusunda daha bilinçli hale gelmesi, çocukların böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarını ebeveynlerine bildirmesi, dijital ortamda yabancılarla iletişime geçmemeleri ve sohbet odalarından uzak durmaları, ailelerin de bu durumu gerekli güvenlik personeliyle paylaşmaları alınabilecek tedbirlerdendir.
Diğer bir önemli husus da, çocuklarımızı her türlü elektronik iletişim cihazlarının bilinçli bir şekilde kullanmaları için eğitmemiz gerekmektedir.
Bence tek çare telefon ve uygulama bilgilerini sessize almak.
YanıtlaSilbelki de eski zamanlarda bu teknolojiyi birileri buldu. fakat insanlığın zararına olacağını düşünerek sakladılar. ama nereye kadar işte. kötülük rahat durmuyor.
YanıtlaSil