İlk Telgraf ve Abdülmecid Han |
Dünyada pek çok yeni buluş Osmanlılarda ilk olarak tatbik edilmiştir. Bu da pek fazla bilinmez. Osmanlıların ilim ve fende geri kaldığı Avrupa’daki kültürü, oradaki fenni buluşları takip etmediği söylenir. Gerçek böyle değildir.
Meselâ: Telgraf bulunduğu zaman Avrupa’da pek ciddiye alınmıyordu. Bunu işiten Sultan Abdülmecid Hân, telgrafı bulan kişiyi Osmanlı ülkesine çağırıyor ve derhâl telgraf hattı kurmasını istiyor.
Dünyada ilk telgraf hattı İstanbul-Köstence arasına kuruldu. Sultan, bu hat yapımı devam ederken, İstanbul’da da ilk telgraf hattı İstanbul’un Avrupa Yakası’ndan Anadolu Yakası’na, oradaki Birinci Ordu karargâhı olan Selimiye Kışlası’nda bulunan askerlerin hatırını sormak üzere çekilmiştir. Abdülmecid Hân dünyada telgrafı ilk kullanan kişidir de.
İslam düşmanları, Osmanlı halifelerine çirkin iftiralar yaptıkları gibi, bu mübarek zata (Abdülmecid Han) da, leke sürmeye çalışıyorlar. Memleketin her tarafında ve hele Mekke’de, Medine’de yaptırdığı, görülmemiş güzel sanat eserlerine, israf yaptı diyorlar. İçki içerdi diyorlar. Sultan ikinci Selim hana ve Yıldırım sultan Bayezide de böyle iftira ettiler. Hiçbir vesikaya dayanmayan bu sözlere saf Müslümanlar da inanıyor. Yeni tarih kitaplarına bile yazıyorlar. Halbuki Osmanlı padişahlarının hepsi, her işlerinde İslamiyet'e uyar, yüksek âlimlerin fetvaları ile hareket ederlerdi. Hepsi salih, dindar, mübarek insanlardı. Herbiri İslamiyet'e çok hizmet etti. İkinci Selim hanın Edirne’de yaptırdığı büyük Selimiyye camii, düşmanlarına açık cevap vermekte, iftiralarını yalanlamaktadır. Din düşmanları, iyileri kötülemekte, kötüleri, dinsizleri övmektedir.
İkinci Abdülhamid Hân da, kuduz aşısını bulan Pastör’ü ilk tebrik eden kişidir.
-
Pastör’ün buluşu Avrupa’da çok fazla ses getirmez. Aşı, Türkiye’de tatbike başlanır ve bunu bulan Pastör’e nişan ve mükâfat gönderilir. Bu da İkinci Abdülhamid Hânın fen ve tekniğe nasıl önem verdiğini gösteriyor.
Osmanlı’yı örnek alan bugünkü ABD’de, ırk ve din ayırımı yapılmaz ve herkesin zekâsından, kabiliyetinden istifade edilir. Tarihte Osmanlı’da da aynen böyleydi...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil