Neşet Ertaş
Büyük üstat 1938'de Kırşehir(Çiçekdağı)'de doğmuş, bozkırın tezenesi olarak anılmıştır. İlk plağını, İstanbul'da ''Neden Garip Garip Ötersin Bülbül'' adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Yıllarca sadece Türkiye'nin değil, dünyanın dört bir yanına gidip verdiği konserler tüm insanlar tarafından dillendirilmiş, saygısıyla ve insana verdiği önemle herkesin takdirini kazanmış ve herkesin gönlünde taht kurmuştur. Yaşayan insan hazinesi olarak kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011'de fahri doktora unvanına layık görülmüş, bağlamaları, türküleri konservatuarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri ise iki ciltlik bir kitap halinde yayımlanmıştır. Efsane halk sanatçısı Neşet Ertaş 2012 yılında İzmir'de tedavi gördüğü hastanede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
Arif Sağ
1945'te Erzurum'un Aşkale ilçesinde dünyaya gelen sanatçı, küçük yaşlardan itibaren saz çalmaya başlamış, müzik altyapısını kısa zamanda oluşturmayı başarmıştır. Bağlamasıyla sanatçılara eşlik etmesinin yanında besteleri de çok kişi tarafından okunmuştur. Ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi'nde, Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. 1996 yılında Köln Filarmoni Orkestrası'nda konser vererek, bağlama ve Anadolu Müziği'nin batıya tanıtılmasında büyük rol üstlenmiştir. 2000 yılında ünlü İspanyol flamenko gitarist Toma Tito ile Avrupa'nın 12 şehrinde konser vermiştir. Bunların yanında Arif Sağ'ın iki ciltten oluşan Bağlama Metodu adlı kitabı da vardır.
Bedia Akartürk
1941 yılında İzmir'de dünyaya gelen, sanat hayatına İzmir'in Ödemiş ilçesinde başlayan Bedia Akartürk, ailenin tek çocuğudur. Soyadını bu yüzden hiç değiştirmemiş ve Akartürk olarak devam ettirmiştir. 9 yıl İzmir radyosunda çalışmış ve daha sonra Ankara radyosuna geçmiştir. Paris Olympıa'da konser veren bu eşsiz ses, Türkiye'yi en güzel şekilde temsil etmiştir. 6 sinema filmi ve sayısız birçok albüme imza atan Bedia Akartürk, kendini en iyi şekilde kanıtlamış ve 7 ilde Fahri Hemşehrilik unvanına layık görülmesinin yanında, yurt içinde ve yurt dışında herkesin değer verdiği sanatçıların başında gelmiştir. Sesi ise 1000 ses arasında fark edilecek güzelliktedir.
Murat Çobnoğlu
1940 yılında Kars'ın Arpaçay ilçesinde dünyaya gelen bu büyük üstat, saz çalmaya ve şiir söylemeye 1951 yılında gördüğü bir rüyada bade içtikten sonra başlamıştır. Artvin, Konya, Erzurum'da yapılan yarışmalarda dereceler alan sanatçı, özellikle atışmalarda büyük başarılar göstermiştir. Radyo programlarında da boy gösteren Aşık geleneğinin ustası, kendine özgü söylediği manileri de genç kuşaklar için örnek teşkil etmektedir. Şiirleriyle de ön plana çıkan Çobanoğlu, Türkiye dışında İran ve Avrupada'da birçok konser vermiştir. 20'ye yakın plağı olan sanatçının ayrıca dillerden dillere dolaşan ''Kiziroğlu'' türküsü'de meşhurdur. Değerli sanatçımız 2005 yılının Mart ayında Ankara'da vefat etmiş ve memleketi Kars'ta toprağa veilmiştir. Her yıl Murat Çobanoğlu anısına Kars Belediyesi Aşıklar Bayramı düzenlemektedir.
Mehmet Erenler
1946'da Ankara'da doğan sanatçı, 8 yaşında kendi halinde bağlama öğrenmeye başlamış ve 13 yaşında müzik yaşantısına adım atmıştır. 1966 yılında TRT'nin yaptığı sınavı kazanmış ve Ankara radyosundaki mesleğine başlamıştır. Bunun yanında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak da çalışmıştır. 1980'den sonra İstanbul radyosunda bağlama sanatçısı ve koro şeflikleri de yapan tecrübeli müzik adamı Türkiye ve Türkiye dışında da bulunmuş, buralarda birçok konser, seminer ve toplantılara katılmıştır. 20-30 civarında albüm hazırlayan bu değerli sanatçımızın kendine has uslübu da bağlama da bir ekol olarak gösterilmiş , bilgi birikimi ve benzersiz bir hakimiyet sergilemesi genç kuşaklar için aydınlatıcı bir yol olmuştur. Mehmet Erenler halen İstanbul radyosunda mesleğine devam etmektedir.
Musa Eroğlu
1946 yılında Mersin'in Mut ilçesinde doğan yoksul bir ana ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen sanatçı, küçük yaşlarda müziğe ilgi duymaya başlamıştır. Ormanlarda ırgatlık yaparak zor şartlarda geçimini sağlayan büyük ozan askerlik dönüşü ilk plağını 1969'da ''İkimiz Toprağa Girelim Elif adıyla çıkardı. Mihriban türküsüyle çok büyük bir ün yapan Eroğlu, sanat yaşamı boyunca çok büyük değerlerle çalışmış, sayısız derleme yapmıştır. Büyük tecrübesi ve yüksek bir zekasıyla birçok türkünün bestesini yapan ustaya 1998'de Kültür Bakanlığı tarafından ''Devlet Sanatçısı'' unvanı verildi. Ayrıca çok büyük bir ezgi ustası olan sanatçı dünyanın pek çok ülkesinde resitaller vererek, Türk Halk Müziği'nin genç nesillere ulaştırılması ve sevdirilmesi için de çok büyük bir çaba içindedir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaparak bize yardımcı olursanız çok memnun oluruz. Şimdiden teşekkürler