Atasözleri, geçmiş toplumların geleceğe bıraktığı kısa ama önemli hatta kritik nasihatlerdir. Her ne kadar atasözlerini çok umursamasak da, deneyimlere dayalı olduğu için...
Neyse, bu başka bir konu. Biz bu gün bazı ilginç fransızca atasözlerinin karşılığını vermeye çalışacağız.
Amacımız, her millet için atasözlerinin aynı olduğunu, sadece söyleme biçiminin farklı olabileceğini göstermektir.
"On n'apprend pas aux vieux singes à faire des grimaces."
Tercümesi "Yaşlı maymunlara yüzlerini degiştirmesini öğretemezsiniz" şeklindedir. Yani yaşlandıkça yeni bir şey öğrenmek zorlaşı.
"Chacun voit midi à sa porte."
Tercümesi "Herkes öğleni kendi kapısında görür" şeklindedir. Yani herkesin yaptığı kendinedir.
"À cheval donné on ne regarde pas les dents"
Tercümesi "Hediye edilmiş bir atın dişlerine bakma." şeklindedir. Yani verilmiş bir hediyenin kusuruna bakmamak gerekir.
"Celui que est lent à manger est lent à travailler."
Tercümesi "Hızlı yiyen hızlı çalışır." şeklindedir. Yani çalışmayı seven bunu belli eder. Gerçekten de çok çalışanın hızlı yediğini gözlemlemiyor muyuz?
"C'est le ton qui fait la chanson."
Tercümesi "Şarkıyı yapan tonudur" şeklindedir. Yani birşeyi yapmak, onu nasıl yaptığına bağlıdır.
"Ce n'est pas la vache qui crie le plus fort qui donne le plus de lait."
Tercümesi "İnek, en gürültülü böğüren değil en çok süt verendir" şeklindedir. Yani, çok konuşan değil çok iş yapan makbüldür.
"Chagrin partagé, chagrin diminué; plaisir partagé, plaisir doublé."
Tercümesi "Mutluluk paylaşılırsa iki katına çıkar, üzüntü paylaşılırsa yarıya iner." şeklindedir.
"Chat échaudé craint l'eau froide."
Tercümesi "Haşlanmış kedi, soğuk sudan korkar". Yani kötü bir tecrübe yaşayan, buna benzer bir durumda dikkatli davranır.
"Folle est la brebis qui au loup se confesse."
Tercümesi "Aptal koyun, kurdu günah çıkarıcısı yapandır." şeklindedir. Yani birine güvenmeden ona sırlarını anlatmamak gereklidir (Bu arada, genel kültür açısından, günah çıkarmak hristiyanlara özgü bir adettir).
"Il ne faut pas vendre la peau de l'ours avant de l'avoir tué."
Tercümesi "Ayıyı öldürmeden derisini satma" demektir. Yani, aşağı yukarı, tutamayacağın sözleri vermemek gerekir.
"Qui vole un œuf vole un bœuf"
Tercümesi " yumurta çalan öküz çalmıştır" demektir. Yani, hırsızlığın küçüğü, büyüğü olmaz, her türlüsü felakettir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaparak bize yardımcı olursanız çok memnun oluruz. Şimdiden teşekkürler