Döndü, sabah uyandığında işlerin bu kadar sarpa saracağını farkedemedi.
Döndü, on katlı bir apartmanın onuncu katında tek başına yaşayan yaşlı bir kadındı.
Döndü, her sabah uyandıktan sonra odadaki büyük dolabı açar, elbiselerini giyerdi. Dolabın içi sade ve içinde herşey muntazam yerleştirilmişti: Dolabın solunda etekleri, sağında kazakları vardı. Elbisesini giydikten sonra banyoya gider, önce hafif bir yüzünü yıkar, sonra sağındaki diş macunuyla dişini fırçalar; solundaki yüz kreminini yüzüne sürerdi. Banyodaki işi bittikten sonra, salondaki dev aynada kendine şöyle bir bakardı. Sonra evine beş metre uzaktaki bakkala gider, kahvaltılık alırdı. Eve geri döner, kahvaltısını yapar ve güvercin beslemek için yüz metre uzaktadaki çimenli parka giderdi.
Bir sabah Döndü; gene uyandı, üstünü giymek için dolabı açtı. Uyku sersemliğinden midir bilinmez, kazağı yerine eteğini kafasından geçirmeye çalıştı. Banyoya gitti, yüzünü yıkamaya durdu; ancak yüzüne tazyikli su fışkırdı. Üstüne üstlük dişini fırçalarken, dişine diş macunu yerine yüz kremi sürdü.
Sinirli sinirli bakkala gitmek için evden çıktı. Asansöre girdi, zemin katın düğmesine bastı. Asansör bozuktu, zemine yürüyerek inmeye karar verdi.
Bakkala gitmek için sola döndü, uzunca yürüdü. Sonra bakkal yerine parkı gördü, şaşırdı, yolu karıştırmış olmalıydı. Yorulduğu için parkta oturmayı düşündü, ancak yanına kuş yemi almadığını fark etti. Geri döndü, binaya girdi; asansör bozuk olduğu için on kat yukarı çıkmak zorunda kaldı. Yemi aldı, on kat aşağı indi; acıkmıştı; ama üşendiği için parkta simit yemeye karar verdi. Sağa döndü, bu sefer de karşısında bakkal vardı. Çıldırmak üzereydi, bunca senedir yaşadığı mahalleyi bilmiyor olamazdı. Karşısındaki bakkala:
-Evladım, park ne tarafta ?
diye sordu
Bakkal da:
- Teyzem sağda ya !
diye esprili cevap verince, Döndü rahatladı. Bakkaldan çıkıp, keyfi yerinde sağa doğru yürümeye başladı. Fakat bir süre yürüdükten sonra mahallesinden çıktığını farketti. Telaştan, ara sokaklara da sapınca; kaybolduğunu anladı ve bağırıp, hüngür hüngür ağlamaya başladı. Neyse ki etraf sakinleri polise haber verdi de polis Döndü'yü oradan alıp evine bıraktı. Döndü bitkin ve aç bir halde on kat yukarı çıktı.
Açlığını bastırsın diye su içmeye çalıştı, tazyikli su gene üstünü ıslattı. Öfkelendi, bağırıp çağırdı. Yatağını bulmaya çalıştı, bir süre odaların nerde oldugunu karıştırdı. En sonunda yatağını buldu, bu ters sabahı unutmak için kalktı.
İkindi vakti kapının çalmasıyla uyandı. Çok açtı, bir şey yapmaya hali yoktu. Gene de zorla olsa kapıyı açtı. Karşı komşusu, sabah ki tersliği bulunca, yardım için bir tabak yemekle gelmişti. Döndü, komşuya:
- Sağolun, ne yapalım bugün de diğerlerinden böyle farklı oldu.
dedi.
Yemeğini yedi, suyunu içti. Pencere dibindeki koltuğuna oturup güneşin batışını izlemeye başladı. Bir süre geçtikten sonra, Döndü birden durdu, dehşete kapılarak dışarıya baktı.
Acaba, güneş niye doğudan batıyordu ?
Döndü Dönecek dördüncü kocasına dönecek mi?
YanıtlaSil