Bugün çoğu insanın bilmediği ya da bilip de bilmezden geldiği ya da var olduğunu farketmediği şeyi ortaya çıkarmaya çalışacağız.
Bugün, delilerin akıllıları, cahillerin alimleri anlamakta zorluk çektiği noktayı açıklayama uğraşacağız. Bahsedeceğimiz şeyin yaklaşık 1-2 asırdır var olduğunu kesin olarak bilmekle beraber, önceden de var olduğunu ve muhtemelen her asrın insanında olacağını tahmin edebiliyoruz.
Evet, bugün Dostoyevski’nin Yeraltında Notlar isimli, bize göre temel insanlık atlası olan, romanının ana fikrini kalıbımıza oranla açıklıyoruz: “Bu dünyada yalnızca aptallar istediğini elde eder; akıllar ise sadece kaybetmeye mahkumdur”.
İntikam |
Öncelikle Yeraltından Notlar kitabının ne anlattığından, daha doğrusu kırılma noktasından bahsedelim: Kitabın ilk kısmında baş karakterimiz, akıllı insanın kendi yararına olmayanı yapmayacak kadar akıllı, aptal insanın ise her şeyi yapacak kadar aptal ve başarılı olacağını açıklar. Ona göre, akıllı insan, kendisine yaramayacak hatta zarar verebilecek şeyleri, niye yapar ki? Mesela, birinden öç almak istese, ama köpek gibi istese, bunu elde etmekle eline ne geçecektir? Ancak, aptal öyle midir, aptallar kendilerine olacakları, sonunu düşünür mü? Neyse, bu kısımlar bize göre çok felsefe içerir, biz kitaptan anladığımızı ve anlatmak istediğimizi, kitaptan aldığımız şu kısa hikaye ile anlatalım: Yeraltı kahramanımız, kendisini bir tavernada yaka paça dışarı atan rütbeli bir askeri aşağılamaya, ondan intikam almaya karar verir. Bu an için yıllar boyu sürecek ince bir plan yapar. Bu plana göre karakterimiz, her gün aynı saatte yürüdüğü sokakta subaya sert bir omuz atacak, subay sinirle ona döndüğünde karakterimiz subayı umursamadan yola devam edecektir.
İntikam |
Şimdi aptalları düşünün, hiçbir şeyden anlamayan, neyin zararlı neyin zararsız olduğunu bilmeyen birini, hangi engel durdurabilir ki ? Sanki bu, bir çocuğa “Aman yavrum, yaramazlık yapma !” demek gibi olmaz mı ? Çocuk dediğin ne bilir yaramazlığı, yanlışı, haklıyı, haksızı ? Kaybetme korkusudur Dostoyevski’nin bahsettiği.
Bizi akıllı yapan, bizi besleyen korkularımız aslında geri geri gitmemize sebep olmaktadır, iki geri bir daha geri misali... tabi böyle bir geri gitmek yanlış mıdır ? Belki de en iyisi hem aptal hem de akıllı olabilmekte, yani orta halli kalabilmektir. Onu da belki başka bir zaman açmaya çalışırız.
YAZAR
Can Simit
Kötülüğe kötülükle karşılık vermek doğru bir davranışmıdır hayır size kötü davranan bir kişiye sizde karşılığında aynısını yaparsanız ne farkınız var o kişiden siz kişiliğinize uygun olanı yapın karşınızdaki yaptığıyla utansın anlamıyorsa bırakın kendi haliyle yaşasın. Şahsen ben kendime yakıştıramıyorum intikam almayı İ.AYD
YanıtlaSilaptal cesareti olmasaydı .Bu teknoloji olur muydu. Bizim umursamadığımız ,yeter dediğimiz yerde bu tür insanların olması bakış açılarımızı değiştirmemiş midir. Dostoyevski insanı ele alırken yaşadığı çıkmazı anlatmıştır belki de. baskı toplumunda insanın elde etme hırsı ve çıkmazları...
YanıtlaSil